Dünyayı hala kasıp kavurmakta olan COVID-19 salgınına yönelik etkili bir tedavi seçeneği henüz bulunabilmiş değil. Destek tedaviler, antiviraller, imünsüpresif ilaçlar ve hatta plazma tedavisi bile beklenilen etkiyi göstermiş değil. Aşı ve etkin bir tedavi arayışları tüm hızıyla devam ediyor. Bunlardan solunum yollarından hidrojen ve oksijen karışımının verilmesi yeni gündeme gelen tedavilerden birisi ve hatta Çin’deki koronavirüs tedavi kılavuzunda şimdiden yerini almış bile.
Hastalığın en istenmeyen etkisi akciğerlerde oluşturduğu atipik pnömoni. En korkulan etkisi ise özellikle akciğerlerdeki akut solunum sıkıntısı sendromu denilen geri dönüşümsüz organ hasarı. COVID-19 hastalığındaki bu istenmeyen süreçlerden oksidatif stres ve immün sistemdeki anormal cevabın sorumlu olduğu düşünülmekte.
Hidrojenin (H2) antiinflamatuvar ve antioksidan özelliği daha önce yapılan çalışmalar sayesinde bilinmekte. Ancak yeni yapılan çalışmalarda H2 gazının bu hastalıkta akciğer ve diğer organları koruyucu etkisi olduğu da saptanmış. Bu etkinin tam mekanizması net olarak ortaya konamamış olsa da antiinflamatuvar ve antioksidan özelliklerinin yanında mitokondriyal sistemi düzenleyici, endoplazmik retikulumun stresini azaltıcı, immün modülatör ve hücre ölümünü düzenleyici özellikleri de bulunmuş. Tüm bunlar da H2 ‘nin sistemik hastalıklar için tedavide kulanım potansiyeli olduğunu düşündürüyor. Literatürde intraperitoneal, intravenöz, oral ve inhaler formların kullanıldığı çalışmalar mevcut. İlk defa 2007 yılında hidrojenin serbest oksijen radikalleri üzerindeki antioksidan etkisi ile inme vakalarında iskemi ve reperfüzyon hasarına karşı beyni koruduğu gösterilmiş. Bundan sonra yapılan birçok çalışmada inhaler hidrojenin beyin, akciğer gibi organlarda doku hasarını önlediği bildirilmiş. %2 ‘lik H2 inhalasyonunun havayolu ve beyin ödemini inflamasyonu azaltarak önlediği saptanmış. Bunu da proinflamatuvar faktör ve sitokinlerin transkripsiyonunu azaltarak yaptığı ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca hidrojenin akciğerlerdeki sürfaktan yapımını da artırdığı gösterilmiş.
Yoğun bakımda yatan COVID-19 hastalarında hidrojenin azaltabildiği IL-2, IL-7, IL-10 ve TNF-α gibi sitokinlerin fazla miktarda olduğu saptanmış. Ne yazık ki COVID-19 tedavisinde kullanımı açısından yayınlanmış çok fazla çalışma yok. Amerika’ da bir aile hekimliği kliniğinde yapılan çalışmada diğer destek tedavilerle beraber normal salin içinde %0,04’lük hidrojen peroksit solüsyonu hastalara nebülizatör içinde veriliyor ve hastalardan ölen veya durumu ağırlaşan olmuyor. Guan ve arkadaşlarının COVID-19 tedavisinde inhale hidrojen peroksit (H2O2) ile ilgili yaptığı ilk randomize kontrollü çalışmada nefes darlığı, öksürük gibi şikâyetlere cevabın 2-3 gün gibi kısa sürede görüldüğü bildirilmiş. Ayrıca dinlenme halinde oksijen satürasyonun arttığı da gözlenmiş.
Çin COVID-19 Pnömonisi tanı ve tedavi rehberinin yedinci baskısında inhale %33.3 O2 ve %66.6 H2 karışımı tedavi önerileri arasında yer alıyor. Liu ve arkadaşlarının bir çalışmasında inhaler olarak verildiğinde H2’nin kandaki miktarının diğer formlara göre daha yavaş yükseldiğini ancak en 60 dakika boyunca da kalıcı olduğunu göstermişler.
Hidrojenin koronavirüs tedavisindeki potansiyeli umut verici ancak doz ayarı, en faydalı kullanım şekli ve yan etkilerin netleştirilmesi için daha fazla çalışma yapılması gerekiyor. Şimdilik yapılmış az sayıdaki çalışmalar doğrultusunda sonuçlar yüz güldürücü, tedavinin ucuz ve şimdilik bilinen ciddi yan etkisinin olmaması da avantajlı yönlerinden.
Bu makale 17.11.2020 10:28:50 tarihinde eklenmiş ve toplam
kere okunmuştur.
2024© Bu sitenin tüm hakları saklıdır.