DEONTOLOJİ / GÜNCEL / Tıp Tarihi
8 Kasım Dünya Radyoloji günü vesilesi ile yazarımız Dr. Öğretim Üyesi Türkan İkizceli sizler için radyolojinin dünü ve bugünü isimli yazıyı kaleme aldı.
8 Kasım 1895 günü alman fizikçi Wilhelm Conrad Röntgen laboratuarında çalışırken deneylerini o gün biraz değiştirip deney tüpünden 2m uzaklıkta bir parlama farketti. Bunu mat yüzeylerden geçebilen yeni bir ışın olarak tanımladı ve adına bilinmeyeni simgeleyen “X-ışını “ ismini verdi. Daha sonra bu ışınlar tüm dünyada “Röntgen ışınları” olarak anılmaya başlayacaktı. 28 Aralık 1895 yılında bu önemli keşfini tüm dünyaya resmi olarak duyurdu. 1901’de fizik dalında Nobel Bilim Ödülü‘ne layık görüldü
Ocak 1896’da Röntgen’in duyurusundan 1 ay sonra bir Fransız gazetesinde (La Samaine Medicale) bu yeni buluşu okuyan ve fiziğe çok meraklı henüz 21 yaşında Askeri Tıbbiye Mektebi öğrencisi Esad Feyzi, “Crooks tüpü” yapma çalışmalarına başladı ve sonunda basit bir röntgen cihazı yaparak X- ışını elde etmeyi başardı. Bu başarı ülkemizde Radyoloji Tarihinin başlangıcı olmuştur. Esad Feyzi’nin geliştirdiği bu araç Osmanlı – Yunan Savaşında (1897) etkin bir biçimde kullanılmış ve dünya savaş hekimliğindeki ilk röntgen cihazının kullanıldığı yer olarak tarihe geçmiştir. Boyabatlı Er Mehmet Efendi’nin el radyografisini çekerek sağ bileğindeki şarapnel parçasını tespit etmişler ve ilk Dünya Tıp Tarihi Askeri Radyolojisi’nde yerini almıştır. Ayrıca Esad Feyzi X–ışınlarının tıbbın birçok alanında kullanılabileceğini gösteren el yazması kitabında yer verdi (Röntgen Şu’â’tı ve Tatbikât-ı Tıbbiye ve Cerrahiyesi - Röntgen Işınları ve Tıp ve Cerrahi Uygulamaları kitabı)
Esad Feyzi’nin 28 yaşında beklenmedik ölümü yeni gelişmeye başlayan Türk hekimliği için bir talihsizliktir. Esad Feyzi’nin başlatmış olduğu Türk Radyolojisi, kendini türk radyoloji tarihine adamış ve bu yolda şehit olmuş pek çok fedakar doktorlarla doludur. Dr. İbrahim Vasıf, Dr. Rıfat Osman, Dr. Mehmet Şevki Bey, Dr. Rasih Emin Arlı ve Dr Mim Kemal Öke bunlardan bir kaçıdır. İbrahim Vasıf radyasyon zararalarından kesilen extremitelerine rağmen hayatı pahasına çalışmalarına devam eden ilk radyasyon şehidimizdir.
Kurtuluş Savaşı dönemimde 1922’de Anadolu’ya geçen meslektaşlarımızdan biride henüz tıbbiyeli Muhterem Bey gazeteci olarak Mustafa Kemal ile bir gezisinde paşadan fotoğrafını çekme izni istedi ve “Paşam fatoğraflarınızda sert görünüyorsunuz. Rica etsem gülümser misiniz?” diyerek Mustafa Kemal’in cephede ilk gülümseyen fotoğrafını çekmiştir.
Cumhuriyetin ilanı ile birlikte 1924’te Türk Radyoloji Derneği “Röntgen Cemiyeti Tıbbiyesi” olarak İstanbul’da kuruldu. 1926 yılında Radyoloji ilk defa tıbbiyede ders müfradatına girmiştir. Dr Selahattin Mehmet Bey ilk radyoloji öğretim üyesidir. 1929 da radyoloji artık ayrı bir ihtisas dalıdır. 1936’da “Türk Elektroradyoloji Mecmuası” ilk yayın hayatına başladı. 1955 de “Türk Radyoloji Mecmuası” Prof Dr Muhterem Gökmen’nin sitem dolu bir önyazısı ile yayın hayatına başladı. Bugün ise SCI tarafından endeksli Türk Radyoloji Derneği dergisi “Diagnostic and Interventeinal Radiology” şu an oldukça saygın bir dergi olarak devam etmektedir. İlk ulusal radyoloji kongresi 1966 da İstanbul da gerçekleştirildi. 1973 yılında ilk ultrasonografi Ankara da başladı. 1966 yılında ilk mamografi uygulaması, 1976 da il Bilgisayarlı Tomografi Hacettepe Üniversitesinde başladı. 1989 da ilk MRG 9 eylül Üniversitesinde kuruldu. Türk Rdayoloji Tarihi kosunudaki çalışmalardan dolayı Dr. Çınar Başekim, Dr Oğuz Dicle, Dr Aytekin Besim, Dr Tamer Kaya ve Dr. İsmail Güzelmansur’a ve ismini sayamadığımız pek çok hocamıza teşekkür etmek istiyorum.
Günümüzde yaklaşık 4500 üye ile ülkemizin en köklü derneklerden biri olan TRD en geniş katılımlı uluslararası kongreler ile faaliyetine devam etmektedir. Ancak bugün radyolojide geldiğimiz nokta ise Sağlık Bakanlığı ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) Avrupa Birliği Sağlık İstatistikleri 2016 raporuna göre ise Türkiye MR kullanımında dünyada birinci, tomografide ikinci sırada. Radyologlar neredeyse günde 200-300 tetkik okumaya başladı. Bu rakam yurtdışı standartlarına göre en fazla 20-30. Radyologlar 1-2 dakikada bir tetkik raporlamaya zorlanmıştır. Görüntüleme cihazlarının uygun kullanımı yönünden tedbirler acilen alınmalıdır. Tetkik yoğunluğunun getirdiği risklerin en önemlisi ise sağlık hizmetindeki kalitenin azalmasına neden olmasıdır. BT’de alınan radyasyonun kontrol edilemeyen bir toplum sağlığı sorununa dönüşmüş olması biz radyologları ziyadesi ile üzmektedir. Ülke olarak insanımız görüntüleme olmadıkça muayenenin tam olmadığına inanmaktadır. Oysaki ülkenin kaynaklarını halkın yararına kullanmak, her bir tetkiki bu şeklide düşünmek biz doktorların en büyük vazifesi olmalıdır. Mensubu olmaktan gurur duyduğum radyoloji camiası tıbbın gören gözü olmaya ve elinden gelenin en iyisini yapmaya devam edecektir.
Bu haber 8.11.2020 20:52:01 tarihinde eklenmiştir.
Toplam okunma sayısı :
Türkiye Sağlık Alanındaki Üretimin Merkezi Oluyor
İlaç Reaksiyonlarına Dikkat!
Gizli Şeker Hastalığına Dikkat
Menopoz Hakkında Herkesin Bilmesi Gerekenler
Sosyal Medya Çocukların Kullanımına Yasaklanacak
Tedavi Edilmeyen Diş Hastalıkları, Hangi Organları Etkiliyor?
Grip Aşınızı Yaptırın
Yeni Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği ve Aile Hekimlerinin Grevi
Aile Hekimliği Yönetmeliğinde Değişiklik
Tırnak Mantarından Korunma Yöntemleri
Greyfurtun Sağlığa Faydaları
Kahve Kalp Sağlığı İçin Faydalı mı? İşte Araştırmaların Sonuçları
Sağlık Sektöründe Ödenen Nöbet Ücretleri Adil Değildir
Aile Hekimliği İçin Yeni Yönetmelik Geliyor
Ispanağın Faydaları
Sağlıkta Yeni Dönem Umut Veriyor
Biberiye Çayı Hafızayı Güçlendiriyor
Meme Ağrısı: Ciddiye Alınması Gereken Belirtiler
2024© Bu sitenin tüm hakları saklıdır.