Hekimin mesleğini icra esnasında yaptırması gereken sigorta, mevzuatta yer alan ismiyle Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası olarak geçmektedir. Ocak 2010 da 5947 sayılı Kanun’un 8. maddesine eklenen Ek 12. madde ile ister kamu isterse özel bir merkezde çalışan tüm hekim ve diş hekimlerine, tıbbi kötü uygulama nedeniyle oluşacak zarar nedeniyle oluşan tazminat ve kurumun hekimden rücu edeceği zararın karşılanması için sigorta yaptırılma zorunluluğu getirilmiştir. Böylece ülkemizde hekimler mesleki sigorta ile tanışmış oldu.
Aynı kanun maddesi içeriğinde; kamu ile özel kurum ve kuruluşunda çalışanlar için sigorta bedelinin yarısının kurum tarafından karşılanacağı, serbest çalışanlar içinse sigorta bedelinin tamamını kendisi karşılayacaktır. Asıl dikkat çekici olansa hekimin mesleki sigortasını yaptırmadığı tespit edilirse 5000 TL ile idari para cezasına çarptırılması gerekliliğidir. Aslen hekimlerin dikkatinden kaçan bir durum olması nedeniyle önem arz ettiğini düşünmekteyim.
Temmuz 2010 da yayınlanan Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Kurum Katkısına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Tebliğ ile hekimin mesleki sigorta sigortasına kurum katkıları belirlendiği gibi hekimlerin risk grupları, risk gruplarına istinaden ödemesi gereken prim miktarları ve her bir olay için azami 300.000 TL teminat miktarı belirlenmiştir. Sigorta kapsam sınırı ülkemizin coğrafi sınırları içindeki tüm zararları kapsamaktadır. Teminat dışında kalması gereken durumlarında sınırları çizilmiş olup; hekimin doğan sonucun oluşmasında kasıtlı olması; poliçede belirlenen sınırları hukuk ve etik kurallar dışında kalan mesleki faaliyetler nedeniyle zararın oluşması; mesleki faaliyet esnasında sigortalının alkol, uyuşturucu veya narkotik madde etkisi altında olması ve idari ile adli para cezaları dahil her türlü ceza ve cezai şartlar yer almaktadır.
Hekimin çalışma alanı ya da statüsünde değişiklik olması halinde ivedilikle sigortacısına bildirim yapması gerekmektedir. Bildirim yapılmadığı dönemde oluşacak zarar nedeniyle hekimin tazminat talebi sigorta şirketi tarafından karşılanamayacaktır. Daha net örneklemek gerekirse; pratisyen hekimlik döneminde sigorta yaptıran hekim acil tıp asistanı olduğunu sigorta şirketine bildirmekle yükümlüdür. Çünkü pratisyen hekimlik risk grupları açısından değerlendirildiğinde II. grupken, acil tıp uzmanlığı IV. gruptur; dolayısıyla ödenen prim miktarları da farklıdır. Kısacası hekimin olay anındaki sigortasında tam olarak yaptığı işi ve taşıdığı riskleri açık ve doğru olarak yer almalıdır. Hekim hiçbir kötü niyet taşımadan sadece mevzuata hakim olmaması nedeniyle bu değişikliği bildirmediği için ciddi bir tazminat yükümlülüğünün altına girmek zorunda kalabileceğini unutmamalıdır.
Hekimin Mesleki Sigortası ile ilgili tebliğde Temmuz 2011 de değişiklik yapılmış olup; her bir olay için azami teminat tutarı 400.000 TL ve her durumda sözleşme kapsamında ödenecek tazminat miktarı 1.800.000 TL olarak güncellenmiştir. Ayrıca sözleşmenin başlangıç tarihinden itibaren 30 Temmuz 2009’ u geçmeyecek şekilde geriye dönük on yıllık dönemi kapsayacağı ancak bir aydan fazla sigortalı kalınan dönemlerde yapılan ihbarlar için herhangi bir sigorta koruması olmadığı güncellenmiştir. Sigortalı hekimin mesleki bırakması durumunda sözleşme bitiminden sonraki iki yıla kadar çıkabilecek talepler de teminat dahilindedir.
Temmuz 2014 de tebligatta yapılan değişiklikle sigortalının kendi branşı ve görev yeri dışındaki görevlendirilmelerinde ilave sözleşmeye ihtiyaç olmadığına açıklık getirilmiştir. Bu sayede özellikle asistanlık eğitimi süresince rotasyonlar aracılığıyla görev yeri değişen hekimler sigorta kapsamına dahil edilmiş ve güvence altına alınmışlardır. Ayrıca sigorta şirketlerine de önemli bir görev tanımlanmış olup; hekimin mesleki sigortasının yapılması, sona ermesi, risk değişikliği gibi tüm bilgiler en geç 24 saat içinde Sigorta Bilgi Merkezine iletilmesi koşulu eklenmiştir.
Mayıs 2015’ e geldiğimizde ilgili tebliğde yine değişiklikler olmuş; ödenen prim tutarının yarısını çalıştığı kurumdan tahsil edebilmeleri için ıslak imzalı ve kaşeli makbuz gerekliliği eklenmiştir. Ayrıca aile hekimlerine ait poliçelere ilişkin prim ödemeleri başlıklı geçici madde eklenmiştir. Ekim 2017 de Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Prim ve Hasar Paylaşımı Esasları ile alakalı tebliğ yayınlanmış ve bu çerçevedeki kurallar düzenlenmiştir.
Son olarak Haziran 2018 de yayınlanan ilgili tebliğde değişiklik ile ülkemiz sınırları içinde geçerli olan poliçenin Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları yurt dışında görev yaparken de sigorta kapsamında değerlendirilmesi gerekliliği maddesi eklenmiştir.
Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında mevzuatta bundan on yıl önce başlayan süreç, hemen her yıl kendini yenileyerek, ihtiyaca ve günün şartlarına göre ivme almaktadır. Muhakkak ki daha birçok değişimin olması beklenmekte olup şahsi olarak yazıya konu ile olan hekimlerin mesleki sorumluluk sigortası ile alakalı gereken özeni göstermesinin daha önemli olduğunu düşünmekteyim, ayrıca ilgili mevzuat gereği hekimin yaptırması gereken sigortanın takibinin de idareciler ve Sağlık Bakanlığı tarafından yapıldığı ve para cezası ile cezalandırılabileceğini de unutmamalıyız...
Bu makale 9.9.2024 10:20:23 tarihinde eklenmiş ve toplam
kere okunmuştur.
2025© Bu sitenin tüm hakları saklıdır.