Soğuğa Maruz Kalma: Hipotermi ve İlk Yardım




Çığ felaketleri, eksi derecelere düşen hava şartlarında tedbirsiz şekilde (evsiz insanlar) veya kazara dışarıda uzun süre kalma gibi olaylar içimizde bulunduğumuz kış aylarında soğuğa maruz kalmamıza neden olan durumlardan bazılarıdır. Soğuğa maruz kalma vücut ısısında düşmeye yani hipotermiye neden olarak vücudumuzun tek tek belirli kısımlarında veya tümünde hasara neden olabilir. 

İnsan vücudunun normal vücut sıcaklığı 37°C’ dir. Hipotermi ise merkezi vücut sıcaklığının 35°C’ nin altına düşmesi olarak tanımlanır. 35°C’ nin altındaki dereceler insan vücudunu çeşitli şekillerde etkiler. Vücut sıcaklığının derecelerine göre hipotermi; hafif (evre 1), orta (evre 2, evre 3) ve ciddi (evre 4, evre 5) hipotermi şeklinde sınıflandırılır.

İlk evre 32-35°C arasındaki vücut ısısıdır; titreme ve zıplama şeklinde kendini göstermeye başlar. Küçük kaslarımız etkilenmeye başlayıp koordineli parmak hareketlerimizi yapamıyorsak 29-32°C arasındaki vücut ısısı olan ikinci evreye geçmişiz demektir. Üçüncü evre olan 27-29°C vücut ısısında artık bilincimiz etkilenir, mantıksız konuşmalar ve bilinç bulanıklığı başlar. Çevre ile irtibatımız kesilir. Dördüncü evrede yani 25-27°C’de artık kalp ve solunumumuz etkilenir. Kalp atımımız ve solunumumuz yavaşlar, yüzeyelleşir ve düzensizleşir. Vücut ısımız 25°C’ nin altına indiğinde ise son evreye geliriz ve burada artık kalbimiz çalışmaz yani ölüm gelmiştir.

Hafif hipotermi durumunda öncelikle hasta soğuğa maruz kaldığı ortamdan uzaklaştırılarak daha sıcak bir alana veya ev, araba, çadır gibi oda sıcaklığındaki bir ortama alınmalıdır. İkinci olarak hastanın giysileri ıslak ise mutlaka çıkarılmalı ve varsa hastayı sıcak tutacak kıyafetler giydirilmeli yoksa kuru ve sıcak bir battaniye ile sadece yüzü açıkta kalacak şekilde sıkıca örtülmelidir. Hasta kesinlikle soğuk ve yaş ortama oturtulmamalı veya yaslandırılmamalıdır. Ayrıca donan uzuvlar kesinlikle ovulmamalıdır. El ve ayaklardaki donma yanıkları temiz bezle örtülmelidir. Ayaklarda donma yanıkları varsa hasta kesinlikle yürütülmemelidir.

Orta ve şiddetli hipotermi durumunda yukarıdaki önlemlere ek olarak hızlıca hastaneye transferi sağlanmalıdır. Özellikle şiddetli hipotermiye girmiş hastalar kendi vücut ısılarını üretemez duruma gelirler. Bu yüzden dış ısı kaynağı ile ısıtılmaya ihtiyaç duyarlar. Hastaneye transferleri mümkün değilse veya uzun zaman alacak ise tulum içine sokma, 40°C-45°C sıcak su şişelerinin boyun, koltuk altı veya bacak arasına yerleştirilmesi ve 40°C'de su banyosu ile etkili ısıtma sağlanarak zaman kazanılabilir. Sıcak oksijen, ısıtılmış sıvı infüzyonu, 45°C’ lik sıvılarla gastrik, peritoneal ve mesane lavajı sağlık ekiplerince transfer ve hastane ortamında uygulanan tedavi yöntemlerinden bazılarıdır.

Hipotermiye bağlı ölümlerde hastanın tekrar yaşatılması ihtimali oldukça yüksektir. Hipotermi durumunda vücut oksijen tüketimini kademeli olarak azaltır ve beynimiz kalp durması durumunda oksijensizliğe daha fazla dayanır. Bu nedenle ‘’kimse ısınana ve ölene kadar ölü değildir’’ sözüne istinaden süre ne kadar olursa olsun bir hasta hipotermiye bağlı öldü ise etkili bir acil tıbbi müdahale denenmeden ve vücut ısısı 32°C’ yi aşmadan ölü olarak kabul edilmemelidir. Hipotermiye bağlı ölümlerde; bilinen ölümcül yaralanma, uzun süreli oksijensiz kalma veya göğüs masajı yapılamayacak kadar sert göğüs duvarı durumlarından biri var ise temel yaşam desteği uygulaması sonlandırılabilir.


İlgili Etiketler

İlgili etiket bulunamamıştır.


Bu makale 29.12.2024 01:29:59 tarihinde eklenmiş ve toplam kere okunmuştur.