Yalnız ve Güzel Sağlıkçılar…




Tıpkı ülkemiz gibiyiz!

Dünyanın en kritik, en stratejik bölgesindeyiz ama yalnızız.

Dünyanın en stratejik ve insan sağlığı gibi çok önemli ve kutsal bir mesleğimiz var ama yalnızız.

Aynı işi yapıyor aynı unvanı taşıyoruz ama 4A-4B-4C-4D vs. kadrolarıyla baş başa ve yalnızız.

Her yıl, her dönem bir sürü söz veriliyor ama tutulmuyor, haklarımızı kimse aramıyor ve yine yalnızız.

Derneklerimiz, sendikalarımız, vakıflarımız var ama hepsi kendi çalıyor, kendi oynuyor.

Hiçbir işe yaradıkları, hiçbir yaraya merhem oldukları yok maalesef!

Severek yapınca her meslek güzeldir ama bizim mesleğimiz gibi kutsal ve güzel olan meslek pek azdır ve Yüce Allah herkese bizim mesleğimizi nasip etmemiştir. Rabbimizin yarattığı en şerefli varlığa yani insana hizmet ediyoruz, insanı iyileştiriyoruz.

Aslında pandemi süreci haklarımızın alınması, özlük haklarımızın düzeltilmesi için çok güzel bir ortam sağladı. Meclisimiz, Cumhurbaşkanımız, Hükümetimiz, Sağlık Bakanlığımız ve halkımız top yekûn bizleri takdir etti, beğendi, alkışladı. Yaptığımız işin ehemmiyetinin ve öneminin farkına vardılar. Sivil toplum örgütlerimiz tam da burada devreye girip yüksek sesle bugüne kadar söz verilen unutulan ötekileştiren haklarımızı dile getirmesi, kapı kapı dolaşıp yöneticilerimize, Bakanlığımıza, Cumhurbaşkanlığına, sağlıkçıların mağduriyetini ve haklarımızın verilmediğini anlatmaları gerekiyordu ama yine olmadı/olamadı!!

Bizler Yoğun Bakım Ünitelerinde, Acil Servis’te, 112’de, ASM’de ve İlçe Sağlık Müdürlükleri’nde çalışırken hastalanıyoruz, ölüyoruz! Ölürken yine sahipsiz yine yalnızız. Ne şehit sayılıyoruz, ne doktorlarımız dışında adımız bir hastaneye veriliyor ne de iki gün sonra anılıyoruz. Cenazemiz bile sessiz sedasız kaldırılıyor. Elimizle kurduğumuz, üyesi olduğumuz STK’larımız bile bize sahip çıkmıyor bizler hastalanırken, ölürken onlar oyuncak dağıtıyor, haklarımızı vermeleri gereken kurumları, bakanlıkları (Sağlık Bakanlığı, Maliye bakanlığı, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı) muaf tutarak haklarımızın verilmesi konusunda sadece sosyal medyada iki satır yazı yazmakla yetiniyorlar.

Tabi bu kadar olumsuzluğun yanında güzel şeylerde oluyor. Öncelikle sağlıkçılar olarak birlik beraberlik yolunda güzel adımlar atıyoruz. Belki bizim taksiciler gibi bir lobimiz yok ama samimiyetle çalışan arkadaşlarımız, sağlıkçı dostlarımız, kısacası damdan düşmüş arkadaşlarımız var. Samimi olunca, olaylara samimi yaklaşınca bir sosyal medya grubu bile sesimizi duyurma anlamında çok önemli işler yapabiliyor, insanları peşinden sürükleyebiliyor. Bizlere hak kazanımı konusunda bir şey elde edilemese bile, birlik olunca neler yapılabileceğinin ipuçlarını gösteriyor.

Yalnız ve güzel sağlıkçılar olarak her zaman olduğu gibi kendi göbeğimizi kendimiz kesmeli, kendi başımızın çaresine bakmalıyız. Kendimize güvenerek mesleğimizin ne kadar önemli ve kutsal olduğunu bilerek, birlik ve beraberliğimizi bozmadan iyi niyet ve samimiyetle, bıkmadan, usanmadan haklarımızın verilmesi için her mecrada her ortamda meslek gruplarımızın sorunlarını, özlük haklarımızı, bölünmüş ve parçalanmış yapımızın düzeltilmesi gerektiği konusunda yetkililerimize sesimizi duyurmalıyız.

Unutmayalım ve unutturmayalım;

Sağlığımız ve sağlıkçılarımız olmazsa hiçbir şey olmaz…

Selam ve saygılarımla…


İlgili Etiketler

İlgili etiket bulunamamıştır.


Okuyucu Yorumları