Bu başlığı aslında bu vatan için çalışan her vatan evladına atfederek başlamak istiyorum yazıma. Bir sağlıkçı olarak ise sağlık çalışanlarından bahsedeceğim.
Bir çok kişiden geri dönüş aldık. Diyorlar ki helal olsun, 24 saat durmadan dinlenmeden çalışıyormuşsunuz, ailelerinizden uzak kalmışsınız, bayramda ailelerinizle buluşamamışsınız. Biz sağlık çalışanları sadece bu pandemide ayrı kalmadık gece yataklarımızdan, bayramda ana baba ve yarlarımızdan. Biz zaten hep öyle çalışıyorduk.
Birçok gelişmiş ülkede sağlık sisteminin bu dönemi taşıyamadığı doğrudur. Bizim üllkemizde ise çok şükür böyle bir durum olmadı. Dimdik ayaktaydık. Bunda elbette devlet ve milletimizin her türlü imkanlarla ilk andan itibaren yanımızda olması büyük etken. Ama bunun baş sebebi bizim tüm mesleki yaşantımız zaten bu olağanüstü durum şeklinde devam ediyordu. Yani biz hep çok zor şartlar altında çalışıyorduk. Onların, yani diğer ülkelerdeki sağlık çalışanlarının çalıştığının kat kat fazlasını çalışıyorduk, halen de öyle. Birçoğunun aklından geçiyordur, öyle olmasa, yani sağlıkçılar buna alışık olmasaydı bu pandemide ne yapardık?
Çocuğunuzu birgün dövecekler, alışık olsun diye her gün döver misiniz? Yoksa o gün ne yapması gerektiğini tatbikat mı edersiniz ? Bunun başka bir yöntemi vardı ki o da tatbikat ve tedbir ile hazırlıklı olmak.
KISA VE ÖZ OLSUN Kİ DERDİMİZ ANLAŞILSIN...
Biz her zaman birden fazla kişinin yapabileceği işi tek başımıza yapmak zorundaydık. Biliyorum ki artan nüfusta hasta sayısı da artacak, iş yükü azalmayacak. Hayalim sayımızın artması, çalışma şartlarımızın daha sağlıklı ve kaliteli olması. Emeklerimizin karşılığını ne eksik ne fazla, tam olarak hakkını almak. Herşeye rağmen ülkemiz ve milletimiz için sabrediyor, sadakatle çalışıyoruz, çünkü çok seviyoruz ve sevgimiz ölçüsünde çok fedakarlık yapmaya devam edeceğiz.
2024© Bu sitenin tüm hakları saklıdır.