Devletimizin tüm kılcal damarlarına sinsice sızan Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016 akşamı devletin silahlarını millete doğrultmasının üzerinden tam 4 yıl geçti.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı üzerine Ankara ve İstanbul başta olmak üzere Türkiye'nin dört bir tarafında demokrasiye sahip çıkmak için meydanlara inen vatandaşlarımız, canlarını hiçe sayarak tankların üzerine çıktı, namlunun önüne durdu ve hain darbe girişimini bertaraf etti.

Vatanını milletini seven halkımızın yanı sıra vatansever askerlerimiz, polislerimiz gibi canlarını hiçe sayarak görevlerini layıkıyla yerine getiren bir meslek grubu daha vardı, sağlıkçılar…

Doğal afetlerde, yangında, savaşta, barışta, salgında, kısacası her zaman her yerde, hatta darbe girişiminde bile en ön saflarda hep sağlıkçılar vardı. 15 Temmuz gecesi meydanlara çıkan, tankların önüne dikilen, kendisini mermilere hedef yapan, canı pahasına sağlık hizmeti sunan 112 çalışanlarımız, sağlıkçılarımız, evinden acil servislere desteğe koşan hemşirelerimiz, doktorlarımız, sağlık personellerimiz vardı.

Darbe teşebbüsünün olduğu gece şehit ve gazilerimize sağlık hizmeti sunumunda görev alan, darbe girişimi tekrarı endişesinin her an yaşandığı günlerde sağlık tesislerini boş  bırakmayarak her türlü duruma karşı hazır bekleyen başta 112 çalışanları olmak üzere tüm sağlık çalışanlarının da askerlerimiz, polislerimiz gibi ödüllendirilmesi devletimiz açısından hakkaniyetli bir davranış olacaktı, ama her zamanki gibi maalesef olmadı.

Her zaman en ön saflarda yer alan sağlıkçılar elbette bir beklenti içinde değil vazifesi gereği oradaydı. Vatanı, milleti ve ülkesinin geleceği için göğsünü siper ederek var gücüyle çalıştı. Bundan sonrada bütün olaylarda aynı güç ve iradeyle çalışmaya devam edeceklerdir.

15 Temmuzun ardından tek amacı sağlıkçıların özlük haklarını korumak ve sağlığın geliştirilmesi olan  bir STK olarak tarihe not düşmek, devlet büyüklerimizin dikkatini çekerek farkındalık oluşturmak adına,  o dönemde kıt kaynaklarımızla Sağlık Komisyon eski başkanımız Sayın Ecz.Ali Murat Duman beyle birlikte Dernek olarak  bir gece düzenledik. “15 Temmuz ve Tarihe Not Düşenler” programını gerçekleştirdik. 15 Temmuz gecesi aktif rol alan sağlıkçı ve yöneticilerimize plaketler ve çeşitli hediyeler taktim ettik. Amacımız o gece ve sonrasında can siparhane çalışan sağlıkçılarımıza temsilcileri nezdinde teşekkür ederek onere etmek yerel ve ulusal basında sağlıkçıların sesini duyurarak tüm sağlıkçılarımıza kazanımlar elde etmekti. Tüm yerel ve ulusal basında yer bulmamıza rağmen maalesef yine sağlıkçılar adına bir geri dönüş olmadı. Çünkü diğer  STK’larımız milyonlarca üyesi olan Sendikalarımız çokta umursamadı bu konuyu! Yine kendi dertleriyle meşgullerdi.

Artık sağlıkçılar açısından gerçekten bıçak kemiğe dayandı. Hem her zaman, her koşulda en ön saflarda mücadele edeceksiniz, hem de en az özlük haklarına sahip olarak, en az maaşı alacaksınız. Bu durum hiçbir meslek grubuna reva görülmemeli. Biz sağlıkçılar bu durumu kesinlikle hak etmiyoruz.

Haklarımızın düzeltilmesi özlük haklarımızın layıkıyla kazanılması için yapılması gereken çok şey var aslında. Öncelikle;

Bir olmalıyız, diri olmalıyız, iri olmalıyız. Ülkemizin sağlığını, sağlıkçıların haklarını ileri götürmek yüceltmek, yükseltmek için kurulan STK’larımız birlikte olmak, kazanımlar için birlikte hareket etmek zorundalar. Küçük, büyük bütün sendikalar, dernekler, vakıflar bir olmalı birlikte hareket etmelidir.

Sağcısı, solcusu, demokratı, liberali bütün Sağlık STK’ları kuruluş amaçlarına uygun olarak birleşmeli ve sağlıkçıların haklarını tek elden yekvücut savunmalıdırlar. Gerçekten samimilerse, gerçekten sağlıkçıların hakları için mücadele ediyorlarsa fikirde olmazsa bile, eylemde birleşmelidirler.

Ülkemiz ve halkımızın iyiliği için 7/24 mücadele veren sağlıkçılarımız bu durumu hak etmiyor, aksine en iyi şartlarda yaşamayı hak ediyor. Bu vesileyle tüm sağlıkçılarımızın Mübarek Kurban bayramını kutlar esenlikler dilerim.

Selam ve Saygılarımla...