Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Öğretim Üyesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Cantürk Taşçı, Verem Eğitimi ve Farkındalık Haftası dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, halk arasında verem adıyla bilinen ve "mycobacterium tuberculosis" isimli bakteriden kaynaklanan tüberkülozun en sık akciğerde görüldüğünü kaydetti. 

Taşçı, solunum yoluyla damlacıklar içerisinde akciğerlere ulaşan bakterinin bazen sinsi şekilde beklediğini bazen de hastalığa yol açabildiğini aktardı.

Tüberkülozun öksürük, balgam çıkarma, kan tükürme, gece terlemesi, kilo kaybı, halsizlik, iştahsızlık semptomlarıyla seyrettiğinden bahseden Taşçı, tanı aşamasında akciğer grafisi ve cilt testlerine bakıldığını ancak kesin sonuç için hastadan alınan balgam örneğinin laboratuvar ortamında mikroskobik yöntemle incelendiğini ifade etti.

Doç. Dr. Taşçı, tüberküloz tedavisinin 4 ya da 5 farklı ilaç kullanımıyla en az 6 ay sürdüğüne işaret ederek, "İlaçların eksik ya da düzensiz kullanılması ve belirlenen süreden erken kesilmesi durumunda dirençli tüberküloz ortaya çıkabilir. Bu da tedavinin 12-18 aya kadar uzamasına yol açabilir." uyarısında bulundu.

Yıllar içinde nüfus artışına rağmen hasta sayısı düştü

Tüberkülozun dünyadaki ilk 10 ölüm sebebi arasında bulunduğunu belirten Taşçı, şu bilgileri paylaştı:

"Dünyanın yüzde 25'inde görülen, yılda 10 milyon yeni hasta eklenen ve her yıl 1,5 milyon kişinin ölmesine neden olan tüberküloz önemini korumaktadır. Ülkemizde yılda yaklaşık 11 bin kişi tüberküloza yakalanmaktadır. 2005'de 20 bin 535 olan toplam hasta sayısı 2019'da 11 bin 401 olarak kayıtlara geçmiştir. Yıllar içinde nüfus artışı olmasına rağmen hasta sayısı düşmüş, toplam olgu hızı 100 binde 29,8'den 13,7'ye gerilemiştir."

Doç. Dr. Cantürk Taşçı, tüberkülozla mücadelede erken tanı ve tedavi ile temaslılara koruyucu tedavi verilmesinin ehemmiyetini hatırlatarak, ülkedeki verem savaş dispanserlerinin önem taşıdığını kaydetti.