Meslektaşımız, genç hekim arkadaşımız Rumeysa Berin Şen. Ankara Şehir Hastanesi Kadın Doğum polikliniğinde birinci yıl asistanı. Geçtiğimiz günlerde nöbet çıkışı elim bir trafik kazası sonucu hayatını kaybetti.
Bu, çiçeği burnunda genç meslektaşımızın vefatı bizleri derinden üzmüştür. Genç kardeşimize Yüce Rabbimden Rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı dilerim. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun.
...
Elbette bu kazanın ardından araştırma görevlilerinin çalışma şartları tekrar gündeme geldi/gelmelidir. Kestirmeden bu konuda uzun yıllar ifade ettiğim bazı tespitlerimi tekrar ifade etmek isterim.
- Bu konu Rumeysa Berin Şen’in çalıştığı kurumun problemi değildir. "Ulusal bir Eğitim ve Sağlık Sorunu"dur.
- 36 saat nöbet insanlık dışıdır. Hiçbir insan evladı böyle bir çalışma düzenine dayanamaz. Hele de gün aşırı nöbet çekilir gibi değil.
- Bu kadar uzun çalışma süresi insanda dikkat, şefkat, merhamet…Hasılı hiçbir şey bırakmaz. Nereden mi biliyorum. 5 yıl gün aşırı nöbet tuttum. Nöbet çıkışı kırmızı ışıkta direksiyon başında az uyuya kalmadım. Diğer araçların şoförleri araçtan inip beni uyandırdılar.
- Devlet memuru olarak mesai saatleri içinde kurum dışında olamazsınız. Bu konuda asistanlarına göz yuman ve nöbet sonrası eve gönderen bazı klinikler Sayıştay denetiminden geçemediler ve ceza aldılar. Bu konuda Sağlık Bakanlığı, YÖK, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve diğer ilintili kurumlar ortak çalışma yapmalıdır. Nöbet sonrası tüm araştırma görevlileri ‘İDARİ İZİNLİ’ sayılmalıdır.
- Tıp alanındaki eğitim kurumları ve eğitimden görevli Biz-ler "Eğitim böyle olur. Biz de böyle yetiştik. Ben asistanlarımın hepsini sabah karşımda görmek isterim" gibi bir önceki yüzyıldan kalan düşüncelerden vazgeçmeliyiz.
- Acil tıp Anabilim Dalları uzun yıllar önce şift usulü çalışma sistemi ile bu problemi ‘Nisbeten’ çözmüşlerdir. Ancak hala yasal engeller vardır. Bunlar bir an önce kaldırılmalıdır...