KENDİNİ SEVMEKTEN VAZGEÇERSEN HERKES ÖLÜR
Bütün can yakan travmaların sebebi
Sevgisizliktir desem yeridir. Sevgisizlik dediğimde, ilk akla gelen başkası tarafından sevilmek ya da sevilmemek oluyor maalesef.
Asıl sevginin ve hatta en önemli sevginin kişinin kendini sevme sanatı olduğunu unuttuk. Hal böyle olunca, depresif dolaşan zombilere dönüştü çoğumuz. Mutsuz, suratsız, gergin, şiddet meyilli, ... melankolik tipler bizim tiyatromuzun baş kahramanları oluverdiler hep. Kendimizi tanımadan ve sevmeden başkalarının bizi tanıyıp, sevmemesine içerledik. Acele etmememiz gerekirdi tıpkı;
Yemek yerken,
Konuşurken,
Güvenirken,
Yargılarken,
...
Acele etmememiz gerektiği gibi.
Unutma; Kendine Zarar Veriyorsun!
İyi hissetmiyorken iyiymiş gibi davranarak,
Seni anlamayan insanlar ile duygularını paylaşarak,
İhtiyaçların olmayana odaklanarak,
Kendini sert bir şekilde yargılayarak,
Kendini başkalarının hayatlarıyla meşgul ederek,
Kendinden uzaklaşarak,
Korkularına teslim olarak,
Haklı olduğun zamanlarda dahi sesiz olmayı seçerek...
“Eğer ne istediğini bilmezsen, bir bakarsın bir sürü şeyin olmuş.”
Chuck Palahniuk
Yazının başında da dile getirdiğim gibi, çoğu zaman kendimize zarar verecek davranışları seçtik. Kendimizi sevmekten uzaklaşınca, seçtiğimiz davranışın verdiği zararın farkına varamadık. Kendimizi sevmeyerek biraz biraz acıdan haz alanlar olduk. Bağırıp çağırmanın psikolojik yenilgi olduğunu unutarak kendimizi yıprattık. Sevilmesi çok güç biriymişiz duygusuna inandık veyahut inandırdı birileri. Çünkü biz izin vermiştik bu algıya. Durum böyle olunca yetersizlik hissi esir aldı tüm benliğimizi ve değersizlik hissi gelişti... Bütün bu olumsuz duygular bir araya gelince bağırıp çağırmak en kolay davranış oldu bizler için.
Kimler ilk çözüm yolu olarak şiddeti görür?
Yetersizlik ve değersizlik hissine teslim olanlar.
Sahip olmam gereken asıl düşünceyi (KENDİMİ SEVMEK) unuttum ya da ben izin verdiğim için unutturdular.
“Yaşadıklarım, hedeflerim, beklentilerim, düşüncelerim, ... birilerinin oturdukları yerden yargılanmalarına izin vermeyecek kadar önemliydi. “
Kendimizi sevmekten vazgeçince, duygusal olarak manipüle eden insanları fark edemedik ve onlardan kurtulamadık. Kimsenin hayalindeki insan olmak zorunda değilim diyemedik.
KENDİNİ BULMAK-SEVMEK NEDİR?
1.Yargılamalardan kurtulup kendini sevmeyi başarmak.
2. Sakin kalmayı öğrenmek.
3. Ani tepkilerden kaçınmak.
5. Mutluluğun sırrını maddeden aramaktan kurtulmak.
Zenginlik mutluluğun sırrı olsaydı, zenginler sokaklarda sürekli dans ediyor olacaktı. Ancak sadece çocuklar bunu yapıyor.
Psikolojiye göre, mutluluğun anahtarı çok fazla para veya eşya değildir. Gerçek mutluluk deneyimlerimizden öğrendiklerimizle hayatta devam edebilmektir.
6. Yanlış kıyaslamalardan kurtulmak.
Bir çiftlikte yaşayan çocuk uçakları, hayal eder. Ancak bir pilot çiftlik evini ve eve dönmeyi hayal eder.
7. Düşünceleri düzene sokmak.
“Eğer düşüncelerinizi düzene sokarsanız, hayatınızda geriye kalan her şey yerini bulur. “
Lao Tzu
8. İnanarak yaşamak.
Her şeyin yoluna gireceğini bilerek hareket etmek ve çalışmaya devam ederek güzel olan çoğu şeyin geleceğine inanmak.
SONUÇ
Bilgeye zehrin ne olduğunu sormuşlar:
Demiş ki; “İhtiyacından fazla olan her şey zehirdir. Fazla güç, fazla dinlenmek, fazla üzüntü, fazla öfke, fazla korku, fazla neşe, fazla nefret, fazla yemek, fazla sesiz kalmak, ... hatta fazla iyi niyet .”
Yaşamın özü ve şifası, dengede kalmaktır.
Sıkıntılara karşı Zihnen (bilgi, plan), Manen (dua), Maddeten (tedbir) hazırsanız fırtına çıktığında uyuyabilirsiniz.
Kendimizi sevmekten vaz geçmeden, sevmeyi davranışa dönüştüreceğimiz güzel yarınlara.
2022© Bu sitenin tüm hakları saklıdır.