Her çocuk özeldir.
Bugünün çocuğu kim bilir belki yarının devlet başkanı.
Ne mi demek istiyorum?
Yarınlar ve bugün, bir bütünün iki yarısı.
Unutmayalım: Bugün ekilecek tohumlar ile şekillenecek güçlü yarınlar dedikten sonra küçük bir hikaye ile yazıya geçmek daha iyi olur diye düşünüyorum…
Küçük Bir Tebessüm
Küçük kız, hüzünlü bir yabancıya gülümsedi.
Bu gülümseme adamın kendisini daha iyi hissetmesine sebep oldu. Bu hava içinde yakın geçmişte kendisine yardım eden bir dosta teşekkür etmediğini hatırladı.
Hemen bir not yazdı, yolladı. Arkadaşı bu teşekkürden o kadar keyiflendi ki, her öğlen yemek yediği lokantada garson kıza yüklü bir bahşiş bıraktı.
Garson kız ilk defa böyle bir bahşiş alıyordu. Aksam eve giderken, kazandığı paranın bir parçasını her zaman köşe basında oturan fakir adamın şapkasına bıraktı.
Fakir adam öyle ama öyle minnettar oldu ki. İki gündür boğazından aşağı lokma geçmemişti. Karnını ilk defa doyurduktan sonra, bir apartman bodrumundaki tek odasının yolunu ıslık çalarak tuttu. Öyle neşeliydi ki, bir saçak altında titresen köpek yavrusunu görünce, kucağına alıverdi.
Küçük köpek gecenin soğuğundan kurtulduğu için mutluydu. Sıcak odada sabaha kadar koşuşturdu. Gece yarısından sonra apartmanı dumanlar sardı. Bir yangın başlıyordu. Dumanı koklayan köpek öyle bir havlamaya başladı ki, önce fakir adam uyandı, sonra bütün apartman halkı.
Anneler, babalar dumandan boğulmak üzere olan yavrularını kucaklayıp, ölümden kurtardılar. Bütün bunların hepsi, beş kuruşluk bile maliyeti olmayan bir tebessümün sonucuydu.
Her Çocuk özeldir
Söylemek istediğim hiçbir etiketin, hiçbir sıfatın, hiçbir genellemenin bütün olarak kim olduğumuzu kapsayabilecek kadar zengin olmadığı. Davranışsal anlamda sabit diye bir şey yoktur: Kimse hayatının her alanında zeki, utangaç, sabırlı veya depresif değildir. Hepimizin içinde geniş bir davranış dizisi vardır.
Çocuklarda Davranış Sorunlarına Çözüm den önce neden ve nasıl şeklindeki sorulara cevap verebilme bilgeliğine sahip olmamız gerekir. Bu soruların cevaplarının bizden bağımsız olmayacağı gerçekliğini unutmadan. Ayna olma kavramını yeniden ve derinlikli anlamak biz ebeveynlerin olmazsa olmazı olmalıdır!!!
Çocuklarda küsmek veya içine kapanma gibi davranışlar, duygusal gelişim süreçlerinde yaşanan problemlerden kaynaklanabilir. Ebeveynlerin, çocuklarına empatiyle yaklaşarak onları anlaması ve duygularını ifade etmeleri için destek olması çok önemlidir. Çocuk psikolojisinde sağlıklı bir gelişim için doğru iletişim kurmak ve davranışları yargılamadan nedenlerini anlamaya çalışmak gerekir. Bu süreçte çocuklara problem çözme becerileri kazandırmak, onların hem duygusal hem de sosyal gelişimlerine katkı sağlar.
Ramachandran davranışların kökenlerini anlamak için şu soruyu sormamızı önerir: “Hangi çevresel zorluğu yenmek için bu davranış gelişmiştir?”
Yavaşça gitmelisin şimdi ona artık: incitmemeğe özen göstererek çünkü alıştığın alıştırıldığın; alıştırılmana izin verdiğin davranış biçimlerine elvermez o: gücünü sınayamazsın onun üzerinde ya suskunlaşıp gider, ya da hırçınlaşıp gider.
Çocuklar Neden İçine Kapanır?
Özellikle erken yaşlarda sıkça karşılaşılan içine kapanma sorunu ailelerin tedirgin olmalarına sebep olan bir davranış biçimidir. Bu durum, çocuğun duygusal gelişim sürecinde çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. Duygularını ifade etmekte zorlanan çocuklarda bu durum daha sık görülür. Yaşadıkları duyguları ifade etmekte zorlanmanın yanında bir diğer önemli etken ise kendilerini güvende hissetmemedir. Bu iki durumun ortaya çıktığı hallerde çocuklar içine kapanabilirler. Ebeveynler, çocuklarının bu davranışlarını gözlemleyerek, belirtileri doğru bir şekilde analiz etmeli ve bu sürecin nedenlerini anlamaya çalışmalıdır. Bu analiz sürecinde, çocuğun yaşadığı sorunlar ve bu sorunların temelinde yatan duygular keşfedilmelidir.
İçine Kapanma Davranışında Çevrenin Önemi
Gerek aile ortamında gerekse içinde bulunduğu sosyal çevrede karşılaştığı olumsuz haller çocukları yalnızlığa sürükler.
Okulda yaşadığı bir problem, aile içinde yaşanan bir tartışma veya arkadaşlarıyla olan ilişkilerindeki zorluklar, çocuğun davranışlarına yansıyabilir. Ebeveynlerin bu süreçte çocuğa empati ile yaklaşarak, onun duygusal ihtiyaçlarını anlamaya çalışması büyük önem taşır. Böylece, çocuk kendini daha güvende hissedecek ve davranış problemleri daha kolay çözülebilecektir.
Her anne ve babanın ilk önce nitelikli empati kurma becerisine sahip olması gerekir. Empati kavramını anlayarak içselleştirmek adeta bir görev olarak telaki edilmelidir.
Empati, çocukların duygusal gelişimi üzerinde doğrudan etkisi olan bir faktördür. Ebeveynlerin, çocuklarına karşı empatik bir tutum sergilemeleri, onların duygusal dünyasını anlamalarına yardımcı olur. Çocuk, ebeveynlerinin empati kurduğunu hissettiğinde, duygularını ifade etmek konusunda daha rahat hisseder. Bu durum, içine kapanma gibi davranışların azalmasına ve çocuğun kendini daha açık ifade edebilmesine katkı sağlar. Doğru empati güvenli bağlanmanın ön koşuludur. Her durumda sorgu mekanizmasını kurmadan önce, neden ve nasıl/niçin sorusunu kendimize sorabilmek. Belki daha sonra çocuk ile iletişime geçmeye çalışmak.
Empati kurmak, çocuğun yaşadığı duyguları anlamak ve onları yargılamadan dinlemekle başlar. Ebeveynlerin, çocuğun hissettiği duygulara karşı duyarlı olması, çocuğun kendini ifade etmesi için gerekli olan güven ortamını yaratır. Çocuğun yaşadığı davranış problemlerinin arkasında yatan sebepler, bu empatik yaklaşım sayesinde daha net bir şekilde ortaya çıkar. Bu süreçte ebeveynlerin sabırlı ve anlayışlı olması, çocuğun duygusal gelişimini olumlu yönde etkiler. Peki, kurulan empatinin başarılı sonuçlara vesile olması İçin en önemli ön şart nedir diye bir soru sorulursa cevabım şu olurdu:
Doğru iletişim.
Sağlıklı iletişimin en önemli ilk adımı dinlemek ise ikinci önemli adım yargıç değilim ben diyebilmektir.
Ebeveyn ve çocuk arasındaki sağlıklı iletişim, çocukların davranışlarını doğru bir şekilde yönlendirmek açısından oldukça önemlidir. Çocuğun içine kapanması gibi durumlarda, ebeveynler doğru iletişim yolları kullanarak sorunu çözmeye çalışmalıdır. İletişim sırasında çocuğun hissettiklerini ifade etmesine fırsat verilmelidir. Çocuğa yöneltilen sorular, onu yargılamaktan ziyade anlamaya yönelik olmalıdır. Ebeveynler birer yargıç olmadıklarını anladıklarında çözüm İçin ilk doğru adımı atmış olurlar.
Doğru bir iletişim kurabilmek için ebeveynlerin çocuklarına açık ve anlaşılır bir dille yaklaşmaları gerekir. Çocuk, hissettiği duyguları ve yaşadığı problemleri ebeveynleriyle rahatça paylaşabildiğinde, kendini daha iyi ifade edebilir ve içine kapanma eğilimi azalır. Bu süreçte ebeveynlerin, çocuğun duygusal gelişimini destekleyen olumlu bir iletişim dili benimsemesi oldukça önemlidir.
Doğru iletişim becerileri kullanılarak çocukların duygularını ifade etmelerini sağladığınızda çözülmeyecek hiç bir sorunun olmadığını görmüş olursunuz.
Çocuk, ergen veya yetişkin fark etmez yalnızlaşan bireyin, neden yalnızlığı seçtin, neden içine kapandın , … gibi sorulara vereceği ilk cevap eminim ki şu olacak:
Kendimi ifade edemedim, duygularımı aktaramadım olacaktır.
Çocuklar, ebeveynlerinin desteğiyle duygusal ifade becerilerini geliştirebilirler. Duygularını ifade edebilmeleri için teşvik edilen çocuklar, zamanla bu konuda daha başarılı hale gelirler. Ebeveynlerin, çocuklarına duygularını tanımlamaları için örnekler sunmaları ve bu süreci desteklemeleri, çocukların kendilerini daha iyi anlamalarına ve ifade etmelerine yardımcı olur. Bu becerilerin geliştirilmesi, çocuğun gelecekteki duygusal gelişimi için de önemli bir temel oluşturur.
Unutmayalım Okuldan Önce Aile!
Duygularını ifade edebilme becerisinin gelişimi için çocuğun kendisiyle barışık olması gerekir. Kendisiyle barışık çocuklar bu davranışı ilk aile ortamından edinirler. Duygusal aktarımın gelişeceği süreçte ebeveynlerin rolü, çocuklarını sabırla dinlemek ve onların kendi çözümlerini bulmalarına rehberlik etmektir. Çocukların problemleri çözme konusunda daha bağımsız hale gelmeleri, duygusal olarak daha güçlü bireyler olmalarını sağlar. Ayrıca, çocukların sorunları aşama aşama ele almayı öğrenmeleri, onların yaşamın ilerleyen dönemlerinde karşılaşacakları daha büyük sorunlarla baş edebilme becerilerini geliştirir.
Yazı boyunca doğru aile ortamı doğru davranışlar demek olmanın altını çizmek istedim.
Tüm çalışmalarımda sıklıkla vurguladığım bir cümleyi tekrara düşerek yazıyı bitirmek istiyorum.
Her problemli bireyin bir anne-babası vardır gerçekliğini unutmayalım.
Sağlıklı iletişimin ve doğru empatinin zirvede olduğu pozitif enerji yüklü yarınlara inşallah…
Bu makale 21.11.2024 15:53:45 tarihinde eklenmiş ve toplam
kere okunmuştur.
2024© Bu sitenin tüm hakları saklıdır.