Son yıllarda, mikroplastiklerin çevre ve insan sağlığı üzerindeki etkileri giderek artan bir endişe kaynağı haline geldi. 2024 yılında yayımlanan bir inceleme makalesine göre, mikroplastikler, okyanuslardan göllere kadar geniş bir yelpazede yayılmakta ve su ekosistemlerini tehdit etmektedir. Plastik atıkların küçük parçalara ayrılması sonucu oluşan mikroplastikler, su kaynaklarına karışarak hem su canlılarına hem de insanlara zarar vermektedir.

Mikroplastikler, 0.1 µm ile 5 mm arasında değişen boyutlarda olup, denizlerde, göllerde ve nehirlerde yaygın olarak bulunuyor. Bu parçacıklar, sentetik tekstil ürünleri, kişisel bakım ürünleri ve plastik ambalajlardan kaynaklanabiliyor. Ayrıca, büyük plastik atıkların güneş ışığı ve fiziksel aşınma nedeniyle parçalanmasıyla da oluşuyor.

Bu mikroplastiklerin su canlıları üzerindeki etkileri oldukça ciddi. Balıklar ve diğer su organizmaları bu parçacıkları yiyerek sağlıklarını riske atıyor. Mikroplastikler sindirim sisteminde tıkanmalara, besin emiliminde bozulmalara ve toksik etkilerle organ hasarlarına yol açabiliyor. Ayrıca, mikroplastikler su yoluyla insanlara geçerek sağlık sorunlarına neden olabiliyor.

Bilim insanları, vücuda giren mikroplastiklerin biyolojik olarak parçalanmasının zor olduğunu, vücutta birikime neden olduğu ve vücuttan uzaklaştırmak için mevcut biyolojik yöntemlerin etkili olmadığını belirtiyor. Bu nedenle, plastik üretiminin azaltılması, atık yönetiminin iyileştirilmesi ve etkili biyodegradasyon yöntemlerinin geliştirilmesi önem arz ediyor.

Mikroplastiklerin çevre ve sağlık üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için acil önlemler alınması gerektiği vurgulanıyor. Bu konuda daha fazla araştırma yapılması, yasal düzenlemelerin güçlendirilmesi ve plastik tüketiminin azaltılması, bu sorunla mücadelede kilit rol oynayacaktır.