Acil Tıp Uzmanları Derneği’nde, tam 16 yıldır aynı isim başkanlık koltuğunda oturuyor. "Koltuğa oturmak" mı desek, yoksa "tahtına kurulmak" mı, bilemedik. Zira bu kadar uzun süre aynı görevi elinde tutmak, demokrasi mi yoksa bir tür saltanat mı sorularını beraberinde getiriyor. Başkanlık adeta babadan oğula geçen bir miras gibi el değiştirmiyor, çünkü değişmesine gerek bile duyulmuyor!

Peki, bu değişimin olmamasının altında ne yatıyor olabilir? Acaba başkanımızın yer çekimine meydan okuyan bir cazibesi mi var, yoksa derneğin iç tüzüğünde gizli bir “başkanlık ömür boyu” maddesi mi var? Demokratik seçimlerin, tıp camiasında bile olsa bir formaliteden ibaret hale gelmesi düşündürücü. Başkanlık seçimlerinde aday bulamamak mı, yoksa adayların başkanın gölgesinde eriyip gitmesi mi bu durumu doğuruyor? Görünüşe bakılırsa, tahtı devralmaya kimse cesaret edemiyor.

Bunun yanı sıra, belki de dernek içinde yenilikten korkan bir yapı hakim. Çünkü 16 yıl boyunca değişmeyen bir başkanlık, yalnızca koltuğa sıkı sıkıya sarılan bir liderin değil, aynı zamanda durgun ve yenilikçi düşüncelere kapalı bir ortamın da göstergesi olabilir. Ya da belki başkan, "Değişimden ne hayır gördük ki?" diyerek değişimi bir lüks olarak mı görüyor?

Neden 2 yılda bir seçim yapılıyor, ama hep aynı kişi "seçiliyor"? Bunun cevabını herkes merak ediyor. Acil tıbbın hızla değişen doğasına rağmen, dernek yönetiminde yenilenmeye bu kadar kapalı olmak tuhaf değil mi? Yoksa "Başkan değişmez, sadece şartlar değişir" anlayışı burada da mı geçerli?

Sorular çok, cevaplar ise ortada yok. Ama bir gerçek var ki, 16 yıl sonra bile aynı yüzün aynı koltukta oturması, pek çoklarına göre yenilikten kaçışın en keskin göstergesi.