Sağlık sisteminde çalışan profesyonellerin karşılaştığı zorluklar kimi zaman sadece iş yüküyle sınırlı kalmıyor. Bu röportaj, sağlık camiasında yükselen 'sessiz şiddet' olan mobbing’e karşı bir farkındalık oluşturmayı hedeflemektedir
Prof. Dr. Yaşar Bükte ile Sağlıkta Mobbing Üzerine
Başarılı bir kariyer, güçlü akademik duruş ve yeniden ayağa kaldırılan bir klinik... Tüm bunlara rağmen görevden alınma, sistem dışına itilme ve mesleki itibarsızlaştırma. Radyoloji camiasının saygın isimlerinden Prof. Dr. Yaşar Bükte, sağlık sektöründe yaşanan mobbingin çarpıcı örneklerinden biriyle karşımızda.
Saglikciyiz.com olarak, yaşadığı süreci ve perde arkasındaki mekanizmaları bizzat kendisinden dinledik.
“Kliniği Toparladık, Sonra Görevden Alındım”
Hocam, sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
2011 yılından bu yana Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Radyoloji alanında görev yapıyorum. Bu süreçte Başhekimlik dahil birçok idari görev üstlendim. 2017’den beri de Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hamidiye Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı Başkanlığı görevini sürdürüyorum.
2024 yılı Ağustos ayında, kliniğin kötüye gidişi nedeniyle tekrar Radyoloji İdari Sorumlusu olarak göreve getirildim. O dönemde kliniğimizde ciddi bir motivasyon kaybı, istifalar ve asistan geçişleri söz konusuydu.
Göreve gelir gelmez nasıl bir değişim sağladınız?
İlk işim, istifa aşamasına gelen uzmanlarımızı geri kazanmak ve asistanlarımızı kliniğe bağlı tutmak oldu. Eğitim kalitesini artırmak için yoğun bir çalışma süreci başlattık. Kısa sürede, hem eğitim hem de hizmet alanında kliniğimizi toparladık. Hastanemizin resmi değerlendirme puanları da yükseldi; bu da başarımızın somut göstergesi oldu.
“Teşekkürün Ardından Görevden Alma Geldi”
Puan artışıyla gelen teşekkürden sonra ne oldu?
Aralık ayı sonunda, Başhekim Yardımcımız, kliniğimizin görev yaptığım bu kısa sürede bütün alanlardan tam puan alarak hastanemizin genel puanını 56’dan 65’e yükseldiğini, bunun radyoloji birimi sayesinde olduğunu belirterek tüm ekibe teşekkür etti. Ancak sadece iki hafta sonra, görevden alınmam tebliğ edildi. Gerekçesini sorduğumda, Başhekim bunun kendi kararı olmadığını, “bazı dengeler” tebliğ etmekle görevlendirildiğini söyledi.
“Doçent Yaptığım Kişi Beni Görevden Aldırdı”
Bu süreçte sizi hedef haline getiren kişi kimdi?
Ne yazık ki kliniğimizde yıllarca desteklediğim, doçent olması için her tür referanslarımı kullandığım bir meslektaşım. Bu kişi, eğitim kadrosunda olmasına rağmen sorumluluklarını yerine getirmediği gibi, belirli program ve takvim dahilinde onay almadan Türkiye Futbol Federasyonunda görevlendirme alma gibi meslek dışı uğraşlarla defalarca mesaiye hiç gelmediği veya vaktinde gelmediği halde, geldi gibi gösterme çabasında oldu. Bu da hasta mağduriyetine yol açtı. Hastane yönetimi tarafından hakkında soruşturmalar başlatıldı. Ancak bu süreçte siyasi nüfuzunu kullanarak benim görevden alınmamı sağladı. Üstelik bunu yapacağını aylar öncesinden dile getirerek tehditlerde bulunmuştu.
“Mesleğimi İcra Etmem Engellendi”
Görevden alındıktan sonra neler yaşadınız?
Çocuk Radyolojisi kliniğine sorumlu olarak atandım. Bununla da kalmadı Başhekimlik emriyle çocuk hastaların dışında erişkin radyolojik tetkike ulaşmam ve raporlamam engellenmiştir. Yani yıllardır radyolog olarak çalıştığım ve Başhekimlik görevinde de bulunduğum hastanede, mesleğimi yapmam fiilen yasaklandı. Bu hem kişisel olarak hem de mesleki anlamda ciddi bir onur kırıklığıdır.
“Bu Sadece Bana Değil, Radyoloji Camiasına Yapıldı”
Bu olay sadece kişisel mi, yoksa daha büyük bir sistem sorunu mu?
Bu, kişisel bir saldırının ötesinde, kurulduğundan beri Radyoloji Anabilimdalı Başkanı olarak görev yaptığım üniversite ve meslek camiamıza ve etik değerlere yapılan büyük bir saygısızlıktır. Yıllarca gece gündüz çalışıp bu seviyeye gelmiş bir akademisyen olarak, liyakat yerine kişisel bağlantılarla şekillenen bir sistemin kurbanı oldum.
“Akademik Güç İtibarsızlaştırılamaz”
Bu süreci yaşayan biri olarak ne söylemek istersiniz?
35 yıllık emeğimin bu şekilde görmezden gelinmesi, elbette çok üzücü. Ancak hâlâ mesleğimi, bilimsel doğruları ve etik değerleri savunuyorum. Radyolojiye ve genç meslektaşlarıma örnek olmak adına bu mücadeleyi sürdürmeye kararlıyım. Akademi, kişisel çıkarlarla değil, emek ve adaletle var olmalı. Sağlık çalışanlarının emeği, liyakati ve meslek onuru korunmalıdır.
Radyoloji camiasının kıymetli ismi Prof. Dr. Yaşar Bükte’nin yaşadıkları, yalnızca kişisel bir hikâye değil. Aynı zamanda sağlıkta mobbingin, liyakat erozyonunun ve sistemsel adaletsizliklerin bir aynası. Sağlık çalışanlarının sesi olmak adına bu hikâyeyi görünür kılmaya devam edeceğiz.
Bu haber 21.4.2025 16:05:24 tarihinde eklenmiştir.
Toplam okunma sayısı :
Boyunda Şişlik Ciddiye Alınmalı
Çam Kozalakları Şifa Dağıtıyor
Bahar Depresyonuna Dikkat
Antibiyotik Kullanımı, Çocuklarda Astım ve Alerji Riskini Artırabilir
SMA Hastalığında Erken Teşhis Hayat Kurtarır
Topuk Dikenine Dikkat
Cilt Tipine Özel Bakım Önerileri
50 Yaşından Sonra Yalnızlık Felç Riskini Arttırıyor
Menopoz Hakkında Herkesin Bilmesi Gerekenler
Sessiz Şiddet: Mobbing
Bilgisayarlı Tomografi Kanseri Tetikliyor
Ventriküler Fibrilasyon
Volkan Konak’ın Ardından
Otomatik Eksternal Defibrilatör (OED)
Prostat Kanseri Riski Yüzde 45 Artıyor!
Böbreklerinizi Koruyun
Ramazan Ayında Sağlıklı Beslenme Önerileri
Ramazan Ayında Egzersizlere Ara Vermeyin
2025© Bu sitenin tüm hakları saklıdır.