Kurban Etiyle Övünen, Vicdanı Unutur




Kurban Bayramı geldi ve gidiyor. Yine manşetlerde kaç kilo et dağıtıldığı, kaç kurban kesildiği, kaç yardım kolisinin ulaştırıldığı yazacak. Kimi için bayram, yardımlaşmanın zirveye çıktığı; kimi içinse sadece kalabalık sofraların kurulduğu bir zaman dilimi. Ama belki de en çok sormamız gereken şey şu: Bu bayramda gerçekten vicdanımız doyuyor mu?

Kurban, sadece bir dini vecibe değil, aynı zamanda vicdani bir sınavdır.

Kesilen kurbanın anlamı, yoksulu hatırlamakla başlar. Ama mesele sadece et vermek değil; gönül vermek, el vermek, eşitliği hatırlamaktır.

Ne yazık ki bazen kurban etiyle övünürken vicdanı unutan bir alışkanlık sarmalına giriyoruz. Hangi marka bıçak kullanıldığı, kaç hisseye girildiği, etin hangi adrese gittiği konuşulurken; o sofraya hiçbir zaman davet edilmeyen insanların yüzü göz ardı ediliyor.

Bayram, gösterişle değil, sessizce yapılan iyilikle anlam kazanır.

Kurban, bir hayvanın değil, egonun kurban edildiği bir manevi yolculuktur. Eğer bir insan, kurbanını keserken kendini başkalarından üstün görüyorsa, paylaşırken fotoğraf çekmeye koşuyorsa, yardım ederken teşekkür bekliyorsa, orada ibadet değil narsisizm vardır.

Bir çocuğun bayramlık giymesi için el uzatmak, yaşlı bir komşuya hal hatır sormak, sadece kurban etini değil sofrayı da gönlünü de paylaşmak bayramı gerçek kılar. İnsan, ancak başka bir insanın sevincinde kendi insanlığını bulur.

İnançlı olmak, başkalarının inançsızlığını yargılamak değil; insanı, insan olduğu için sevmektir.

Kurban Bayramı’nı sadece Müslümanlar için değil, tüm insanlık için barış, hoşgörü ve dayanışma çağrısına dönüştürmenin tam zamanı. Bu bayramda mezhebi, dili, etnik kimliği, inancı fark etmeksizin herkese açık bir gönül kapısı aralamak mümkün. Çünkü gerçek adalet, sadece inananların değil; her insanın hakkını gözettiğinde gerçekleşir.

Kurban paylaşmaktır, ama sadece et değil: Vicdan, empati ve eşitlik de paylaşılmalıdır.

Eğer kurban kesiliyor ama işçi hakkı yeniyor, kadınlar şiddet görüyor, çocuklar yoksulluğa mahkûm ediliyorsa; bu ritüelin sadece şekli kalıyor, ruhu kayboluyor.

Bu bayramda dilerim ki, hiçbir çocuk bayramlık giymediği için üzülmesin, hiçbir anne çocuğuna et alamadığı için utanmasın. Ve hiç kimse “Ben bu sofraya ait değilim” duygusuyla yalnızlaşmasın.

Kurban, hayatı bölüştürmektir.

Etle değil; eşitlikle, şefkatle ve sessizce yapılan iyilikle anlam kazanır.

Kurban etiyle övünen, vicdanı unutur. Ama paylaşanlar, insan kalır.


İlgili Etiketler

İlgili etiket bulunamamıştır.


Bu makale 6.6.2025 16:31:03 tarihinde eklenmiş ve toplam kere okunmuştur.


Hava Durumu


Piyasalar