Sağlıkta Dijitalleşme




İstatistikler Düzenli, Hasta-Hekim İlişkisi Kaotik

Sağlık sistemi son on yılda ciddi bir dijital dönüşüm yaşadı. e-Nabız, MHRS, PACS, HYP gibi sistemler sayesinde vatandaşın sağlık verilerine erişimi kolaylaştı; hizmetin kayıt altına alınması hızlandı. Hatta sağlık hizmetlerinden genel memnuniyetin %80’lerin üzerinde olduğu sıkça dile getiriliyor. Ancak bu yüzeysel memnuniyetin ardında, sistemin gerçek kullanıcıları olan hekimlerin ve hastaların yaşadığı karmaşık bir tablo yatıyor. Çünkü aynı sistemin tedavi memnuniyeti oranı yalnızca %20’ler civarında seyrediyor. Bu çarpıcı çelişki, dijitalleşmenin gerçekte neyi ölçtüğü, neyi ihmal ettiği konusunda ciddi soru işaretleri doğuruyor.

Artık acil servisler başta olmak üzere birçok klinikte hekimin en çok vakit harcadığı yer muayene masası değil, bilgisayar ekranı. Göz teması, bedensel muayene, soru-cevap gibi hekimin mesleki sezgilerini geliştiren temel unsurlar yerini hızlı veri girişi ve sistem onaylarına bırakmış durumda. Hekim, hastayı değil algoritmayı “ikna etmeye” çalışıyor adeta. Çünkü sistemde her şey kayıtlı; ne zaman baktın, ne kadar baktın, hangi tetkiki istedin, neden istedin... Tıbbi kararların sahadaki bağlamı ve hekimlik sanatı bu ölçümler arasında kayboluyor.

Dijital sistemlerin sunduğu istatistiksel düzen, hastanın yaşadığı klinik dağınıklığı örtmüyor. Kağıt üzerinde 10 dakikalık randevu süresiyle “bakılmış” sayılan bir hasta, hekimin onu dinleyemediği, dokunamadığı, açıklama yapamadığı bir ortamda sistemden mutlu ayrılıyor olabilir. Çünkü memnuniyet çoğu zaman ulaşabilmekle, bir tetkik yaptırmakla ilişkilendiriliyor. Ancak bu memnuniyet, tedavi sürecinde yani iyileşme beklentisinde karşılık bulmuyor. Hastanın asıl ihtiyacı olan “anlaşılmak” ve “süreç hakkında bilgi sahibi olmak”, dijital ekranların arkasında silikleşiyor.

Klinik karar destek sistemleri ise başta yardımcı araçlar olarak sunulsa da, zamanla hekimi yönlendiren, hatta sınırlayan mekanizmalara dönüşüyor. Savunmacı tıbbı körükleyen bu yapılar, hekimde “doğruyu aramak” yerine “sistemde sorun çıkmasın” refleksini besliyor.

Sonuç olarak dijitalleşme, sağlık hizmetinin görünürlüğünü artırsa da insani yönünü köreltiyor. Sağlık sistemi, teknolojiyi ölçülebilirlik adına değil, hekim ile hastanın yeniden birbirini görebileceği bir alan yaratmak için kullanmalı. Aksi halde sistem memnun olurken, insanlar iyileşemeyecek.

 


İlgili Etiketler

İlgili etiket bulunamamıştır.


Bu makale 24.6.2025 15:42:56 tarihinde eklenmiş ve toplam kere okunmuştur.