15 Temmuz 2016 gecesi, yalnızca bir anayasal düzeni yıkma teşebbüsü değil, aynı zamanda Türkiye toplumunun hafızasında derin bir travmayı, kolektif bir yüzleşmeyi ve epistemolojik bir kırılmayı temsil eder. Devletin kılcal damarlarına dek sızmış, din kisvesi altında örgütlenmiş FETÖ, modern dönemin en sofistike sivil dinlerinden biri olarak inşa edilmişti. Bu yapı, yalnızca bir istihbarat aparatı değil, aynı zamanda inanç ile çıkar, aidiyet ile tahakküm arasındaki çizginin nasıl silikleştirilebileceğinin de çarpıcı bir örneğiydi.
1. FETÖ: Post modern Bir Mesihçilik Projesi
FETÖ’nün ideolojik temelleri, klasik tarikat yapılanmalarından çok farklı, Batı’daki Evanjelik akımların Türkçe versiyonu niteliğindeydi. Lider merkezli bir kutsiyet inşası, onu takip eden kitleyi birey olmaktan çıkarıp birer “mürit-altı nesne”ye dönüştürdü. Bu, klasik İslam’ın tevhit ve adalet merkezli düşünce sisteminden çok, mistik-totaliter bir yapıydı. Kur’an’dan, akıldan ve eleştirel düşünceden uzaklaştırılmış bu sistem; inancı bir boyun eğme pratiği, dini ise bir bürokratik terfi basamağı haline dönüştürdü.
2. Amerikan Jeopolitiği ve FETÖ’nün Stratejik Kullanımı
FETÖ’nün yükselişi ve uluslararası arenadaki kurumsallaşması, yalnızca Türkiye iç dinamikleriyle açıklanamaz. Yapının 1999’da ABD’ye taşınması ve ardından CIA bağlantılı vakıf, think-tank ve medya organlarıyla kurduğu ağ, onu küresel ölçekte manipülasyona açık bir “yumuşak güç” aparatına dönüştürdü. Özellikle Afrika, Asya ve Balkanlar’daki eğitim kurumları; pedagojik kaygıdan çok, ideolojik zemin kazanma, nüfuz artırma ve istihbarat devşirme amaçlı olarak işlev gördü.
Bu bağlamda FETÖ, Amerikan dış politikasının yeni tip proksi yapılanması olarak konumlandı. 15 Temmuz gecesinde görülen koordinasyon, iletişim ve psikolojik harp teknikleri, bu yapının sıradan bir “cemaat” değil, çok uluslu bir proje olduğunun delilidir.
3. Aşırı Laikçiliğin ve Seküler Tahakkümün Yol Açtığı Patoloji
FETÖ’nün bu denli yaygın kabul görmesinin en çarpıcı sosyolojik nedeni, Türkiye’deki uzun yıllara dayanan otoriter laiklik uygulamalarıdır. Başörtüsü yasağı, imam hatip liselerinin kapatılması, dindar bireylerin sistematik biçimde ötekileştirilmesi, laikliğin değil ama laikçiliğin seküler faşizme dönüşmesidir.
Bu dışlanmışlık hali, özellikle 1980 sonrası kuşakta bir manevî boşluk yaratmış; devletin dışladığı birey, cemaatin gölgesine sığınmıştır. FETÖ, bu gölgelik alanda dinî değil, dindar görünümlü bir tahakküm düzeni kurarak hem kimlik hem aidiyet sunmuştur.
4. Kur’an’dan Kopuş ve Dinî Cehaletin İdeolojik Kaldıraç Oluşu
FETÖ’nün en tehlikeli manipülasyonu, dinin asli kaynaklarıyla toplum arasına bir “aracı liderlik” koymasıdır. Kur’an’ın tefekkür, adalet ve bireysel sorumluluk çağrısı; yerini rüya, keramet ve itaat fetişizmine bırakmıştır. Bu noktada dini bilmeden dindarlaşmak, cemaatin en verimli zeminidir. Zira sorgulayan değil, inanan değil, sadece “bağlanan” bir insan tipi yaratmak, otoriter yapının kendisini yeniden üretmesini kolaylaştırır.
5. 15 Temmuz: Sekülerleşmenin Değil, Seküler Aklın Dönüşü
15 Temmuz gecesi yaşanan direniş; salt bir siyasi refleks değil, aynı zamanda toplumsal bilinçaltının sahneye çıkışıydı. Toplum, devlet ile inanç arasında sıkışan kimliğini, bir gecede yeniden tanımladı. Tankların önüne yatan insanlar, artık “cemaat” değil; millet bilinciyle hareket eden, inancı ile aklını barıştırmış bireylerdi.
Bu yönüyle 15 Temmuz, sadece bir darbe girişiminin bastırılması değil; FETÖ’nün temsil ettiği sapkın din anlayışına karşı kitlesel bir reddiyedir.
Sonuç: Yeni Bir Medeniyet Tasavvuruna Doğru
FETÖ’nün çöküşü, Türkiye’ye yalnızca güvenlik ve siyaset alanında değil; teoloji, sosyoloji ve eğitim alanlarında da yeniden düşünme fırsatı sundu. Bu yapıdan arta kalan en önemli ders; din eğitiminin sahih kaynaklara dayalı, eleştirel ve özgürlükçü bir biçimde verilmesinin elzemliğidir.
Aksi halde her bastırılmış düşünce, yerini bir başka dogmaya bırakır. Türkiye’nin 15 Temmuz’dan çıkardığı asıl ders; ne dinsizliğe ne de dinin istismarına teslim olmadan, akıl ile vahyi, gelenek ile eleştiriyi birleştiren yeni bir medeniyet vizyonu inşa etmektir.
Bu makale 15.7.2025 02:17:34 tarihinde eklenmiş ve toplam
kere okunmuştur.

2025© Bu sitenin tüm hakları saklıdır.